Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Derdim, içinde bulunduğum boşluğu dolduracak kadar büyüdüğünde başladı çözülmeye...

Kendimi bildim bileli evimizin duvarında asılı duran, eskidiği hatta camı çatladığı halde sanki kutsalmışcasına asılı olduğu yerden hiç indirilmeyen levhadaki yazıyı hatırlamıştım Doğan hocanın kitabını okuyunca... “Sevgide güneş gibi ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol, hataları örtmede gece gibi ol, tevazuda toprak gibi ol, öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.”  Mevlana Çok farklı çevrelere girip çıktığımdan çok sayıda hocaya, şeyhe rastlamış; onlarla aynı yerde bulunmuş ama dervişlerin deyimiyle mürşidimi bulamamış, Mevlana’nın bu sözünün yakınına yaklaşabilecek bir söz söyleyebilen bir şeyhe hiç rastlayamamıştım... Tanıdığım hocaların, şeyhlerin hepsi de Allah’ın yolundan ayrılanların sonunu, cennete yada cehenneme hangi yoldan gidileceğini, anlatıyordu kavşakta oturan trafik polisleri gibi; üstelik sorana da anlatıyorlardı sormayana da ve öyle kendinden emin bir hiddetle anlatıyorlardı ki... İçlerinden bir tanesine r
En son yayınlar

Dipsiz Kuyu

Gelişmiş ülkelerde kurallara uymayanın, vergi kaçıranın, yolsuzluk yapanın vb. toplum menfaatine aykırı davrananların karşısına sistem bir duvar gibi dikilir!.. Kanunlar kural tanımayanı hizaya getirir, toplumun herbir ferdi çiğnenen hukukun kendi hakkı olduğu bilinciyle hareket eder!.. Bu sayede kurallar işlevsel olur, toplumsal hakların korunduğu bir düzen oluşur! Denetim mekanizmaları sağlıklı şekilde işler, harcamalar titizlikle yapılır. Yöneticiler kendilerine saltanat kuramaz, yaptıklari her harcamanın doğuracağı sonuçların bilinciyle hareket ederler. Bizde ise devletin malı denizdir!.. Düzen, kuralların etrafından dolanmanın yolunu bulanın kral olduğu düzendir, dolanamayan işbilmez enayidir!.. İhale düzeni tam bir vurgun düzenidir, en büyük vergi istisnalarından en çok vergi vermesi gerekenler yararlanır. Siyasetçi ve işadamlarının kirli çıkar birlikteliğini sağır sultan bile duymuş ama artık herkes bunu kanıksamıştır... Bu düzen değişmeden ekonomik refah seviyemizi yükseltme şa

15 Temmuz

15 Temmuz hikayesinde, bu kadar zaman sonra bile, herkes kendi hikayesini satmaya çalışıyor!.. Farklı kaynakların kitap ve açıklamalarından, tıkandıkları noktalar ve sonuçlar üzerinden bir değerlendirme yaptığımda, kişisel kanaatim: 1) Ülkenin gidişatına gerektiğinde müdahale ederek yön veren, adı-sanı-işlevi tartışılabilir, derin bir yapılanma hep vardı ve bu durum iktidarın muktedir olmasına mani oluyordu!.. 2) İktidar, cemaat yapılanmasının nihai hedefinden en başından beri haberdardı! Muktedir olmasının önündeki engeli kaldırmak için cemaatin devlet içindeki illegal örgütlenmesinin önünü açtı!.. 3) İktidar desteğini arkasına alan cemaat, nihai hedefinin önünde engel teşkil edenleri, gerektiğinde kendisi delil üretip, işini düzgün yapmaya çalışanların bile onur ve hayatlarıyla oynayarak, yargı ve askeriyedeki mevcut vesayet düzenini yıkıp, kendisine ve mevcut iktidara yol açtı!.. 4) Sonraki süreçte iş "ne istediniz de vermedik" noktasına evrildi!.. 5) Cemaat yapılanmasının

Herkes gömleğini çıkarıp gelsin

AKP'nin 2002 yılı seçim zaferine giden yoldaki en önemli başarısı, manşetlerle çarpışa çarpışa, gömlek değiştirdiğine ve yeni bir parti olduğuna milleti ikna edebilmesi ve dibe vurmuş bir ekonomiden çıkış için güçlü bir alternatif imajı ortaya koyabilmesiydi. Muhalefetin bu seçimde başaramadığı şey buydu. Liderler nezdinde sağlanan birliktelik partiler düzeyinde yoktu. CHP'nin helalleşme söylemine zarar veren, geçmişe ve şimdiye dayalı çok fazla handikapı vardı. AKP de çok farklı eğilimleri bir araya getiren bir partiydi. Ama tek çatı altında, ortak hedef doğrultusunda, bir sinerji yaratmayı başarabilmişlerdi. Meral Akşener AKP'nin kuruluşunda da masadan kalkmış ama bu istim üzerindeki harekete zarar vermemişti. Liderler bazında sürecin işleyişiyle ilgili verilen intiba olumlu olsada parti tabanlarında tam bir karşılığı yoktu. Akşener'in masadan kalkıp tekrar oturması hem kendi partisine hem de ittifaka zarar verdi. Zaten pamuk ipliğine bağlı güven unsuru ötekileştirme

Siyasi etik için ilke ve prensipler, biraz da tutarlılık gerek

Birinci turda TRT'nin kapısına dayanıp yayına çıkarılmamasına isyan eden Sinan Oğan'a, ikinci turda Erdoğan'a desteğini açıkladıktan sonra TRT kapıları ardına kadar açıldı. Oğan, TRT önünde yaptığı eylemde "Kanalları Erdoğan'ın babasının malı gibi tepe tepe kullanıyorsunuz" demişti. İktidar saflarına katılmadan önce Erdoğan'a eleştiri bir yana kafiyeli hakaretler sıralayan Devlet Bahçeli ve Süleyman Soylu, iktidarı yerden yere vuran Numan Kurtulmuş, 28 Şubat'ın cevizkabuğu Hulki Cevizoğlu, jöleli ekonomist ve diğerleri saf değiştirerek muteber oldular!.. İktidardan yana tavır alırsanız önünüze her türlü imkan açılır. Maddi olanaklar bundan çok daha ötesi olur..   Fikirler, temel ilke ve prensiplerden bağımsız olarak, iktidarın imkanlarından vazgeçmemek ya da o imkanlardan istifade etmek için değişiyorsa orada biraz durup düşünmek gerekir!.. Çözüm süreci Dolmabahçe mutabakatının imzalanma aşamasında aniden sona ermese, Selahattin Demirtaş hapse gi

Ustalık Eseri

  "Siz bu kardeşinize yetkiyi verin dövizle, faizle, şunla bunla nasıl uğraşılır görün" denilerek çıkılan yolda önce "f aiz sebep, enflasyon sonuç" deyip doları zıplattılar. Yükselen doları tutmak için  128 mil yar dolar birikmiş paramızı el altından satıp harcadılar. Yine de tutamayınca  KKM"yi icat edip hesapta doları düşürdüler. Çok geçmeden dolar düştüğü yere çıkınca  swap  anlaşmaları yoluyla bu sefer net rezervi eksiye düşürdüler. Deprem için toplanan para 115 milyar lira.  Faize karşıyız denilerek çıkılan yolda, parası olanlara KKM nedeniyle ödenen ve ödenecek tutar bunun kaç katı olacak Allah bilir!   "Neo klasik ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heterodoks yaklaşım ve nöro ekonomi" politikalarıyla hiç edilen 128 milyar dolar, swap tutarları ile birlikte 200 milyar doların üzerinde bir rakama tekabül ediyor. O da Türk Parasıyla 200 milyar x 20 yaklaşık 4 trilyon lira yapıyor!.. (eski parayla değil) 4 trilyon lirayı be

Üzerimizdeki enkaz göründüğünden çok daha büyük!

  "Bakan Karaismailoğlu, 1915 Çanakkale Köprüsü'nden bir yılda 2 milyon 200 bin araç geçtiğini belirtti. Oysa Yap-işlet-devret modeliyle inşa edilen köprüye yıllık 16 milyon 425 araç için Hazine garantisi verilmişti." Garanti edilen tutar araç başı 15 Euro! Geçen araçların yaptığı ödeme şu an 1. Sınıf Araç için 200 lira!.. Detaylı rakam paylaşımı yapılmadığı için zararımızı tam olarak bilemiyoruz! Geçen araçların eksik ödediği tutarı yok sayıp yuvarlak hesap 14 milyon geçmeyen araç için milletin hazinesinden ödenen tutar  14 milyon x 15 Euro= yaklaşık yılda 200 milyon Euro tutuyor. Bu sadece Çanakkale köprüsü az kullanıldığı için  bir yılda cebimizden çıkan tutar!.. Osmangazi Köprüsü'nde daha beter bir durum var!.. Araç geçiş garantisi 45 dolar ile başlamıştı, ABD enflasyonuna göre garanti tutarı artıyor!.. 45 dolar yaklaşık 850 lira yapıyor.  1. Sınıf Araçların ödediği tutar 185 lira!.. Geçen de zarar yazıyor geçmeyen de!.. Öte yandan 2023 Ocak sonu itibarıyla vadesi

Geçiş Dönemi Hükümeti

Bir hayalim var!.. Seçim sonrası için Türkiye'nin önüne bir yol haritası koyan "masa"nın liderleri, hazır seçim için Cumhurbaşkanı ve yardımcıları olarak adaylıklarını açıklamışken, meseleye siyasi olarak değil memleket meselesi olarak baktıklarına inandığım için, seçim sonrası kurulacak hükümette, yetkinlikleriyle toplumda karşılığı olan, siyaset üstü insanlara bakanlık teklifi götürmeleri yönünde bir hayalimi-önerimi paylaşmak istiyorum!  Partiler içerisinde yetkinlikleri olan çok sayıda insan olduğunun farkındayım. Ama böyle bir süreçte, siyaset üstü, idealist insanlarla çok daha hızlı yol alınacağı kanaatindeyim!..   Kendimce bir liste oluşturdum! Eklemeler yapılabilir, seçenekler çoğaltılabilir. Muhtemelen yaptığım listedekilerin çoğu "ben siyaset düşünmüyorum" diyecek ama şu anda siyaset düşünenlere değil düşünmeyenlere daha çok ihtiyacımız var!.. Bana kalırsa "biz sizden siyaset yapmanızı değil, siyasi bir beklenti olmaksızın iş-fedakarlık yapmanızı