Ana içeriğe atla

Bindik bir alamete!..

Ortada herkesin bildiği ama dile getirmekten çekindiği bir gerçek var! Zaten pamuk ipliğine bağlı olan ve başkanlık sistemiyle sona eren kuvvetler ayrılığı prensibi sonrası uygulamalar ülkenin gidişatına dair ipuçları veriyordu aslında! Arzulanan şey kılıfına uydurulmuş bir geçiş dönemiyle Türkmenistan benzeri bir düzen kurmaktı!

Türkmenistan'da üretim yok, sadece enerji rezervleri var. Açlıktan ölen yok ama devlete sırtını dayayanlar dışında herkes fakir! Bununla birlikte yönetimden şikayet etme ya da yönetimi değiştirme şansınız yok!..

Seçimde siyasal destek kaybedilmese, Anayasada, arzulanan düzen için son rütuşlar yapılıp geri dönülmez yola girilecekti muhtemelen. Tasarlayanlar o kadar kendilerinden eminlerdi ki, kör kör parmağım gözüne uygulamalarla, nasıl olsa bundan sonra ülke bizim, kimse bize hesap soramaz anlayışı ile hareket edilmeye başlandı! Öyle bir atmosfer de oluşmuştu nitekim! Belediye seçimlerinde yaşanan beklenmedik (aslında beklenen ama kabul edilmek istenmeyen) sonuca kadar herkes padişahım çok yaşa kıvamına gelmişti! Aslında belediye seçimlerinde o tablo hiç yaşanmayabilir, arzulanan hedefe güllük gülistanlık bir yoldan da ulaşılabilirdi. Başkanlık sistemiyle olmadan oldum havasına bürünen yönetim unsurları, arzulanan düzen gelmeden arzulanan düzenin sonuçlarını millete yaşatmaya başlayınca ibre çok çabuk yön değiştirdi! Faizle, şunla, bunla başedilemeyen bir düzene geçildi. Olası düzenin sonuçları en ücra köşelerde bile hissedilmeye başladı. Otoriter yönetim sistemlerinin kaçınılmaz sonucu olan, iltimas, adam kayırma gelir adaletsizliği, gözler önünde gerçekleşip itiraz edilemeyen yolsuzluk vb. uygulamalar otoriter sisteme geçişin son adımı atılamadan hayata geçti. Geldiğimiz nokta ve gittiğimiz yol ile daha önce gidilen yolları kıyaslayabilenler gidişatın yönünün farkındaydı zaten. Farkında olmayanlarda sonuçlarıyla yüzleşerek farkında olmaya başladı! Hala umarsızca gidilen yolu savunanlar ya hala duymak istedikleri yalanlara inanmayı tercih ediyorlar ya da menfaatlerini orada görüyorlar. Gidilecek yolun sonunda muhtemelen bugün savunanların pek çoğu da mutsuz olacak ama gidilirse geri dönüşü olmayacak!..

Bugüne kadar böyle bir geçiş için iktidarın son bir defa toplumsal destek alarak siyasal hakimiyetini pekiştirmesi gerektiğini, bunun için elindeki tüm imkanı kullanacağını düşünüyordum. Ama iktidar unsurları o kadar pervasız ve umarsız hareket etti ki, kolay kolay telafi edilemeyecek bir kan kaybına yol açtılar. Son faiz indirimi ve bugün gerçekleşen persona non grata açıklaması bize gösterdi ki, ekonomik anlamda bir telafi ve tedavi çabası artık yok. Tam bu noktada Yıldıray Oğur'un bugünkü yazısı hedeflenen gidişatın ipuçlarını veriyor olabilir...

https://www.karar.com/amp/yazarlar/yildiray-ogur/peki-orta-siniflar-da-gulaglara-mi-1591000?__

Hala öngörülemeyen şey ise iktidarın açlığı gösterip fakirliğe razı ederek siyasal destek için son bir çaba içine mi gireceği yoksa olası her adımı atarak ya herru ya merru mu diyeceği!?..

İktidarın arzuladığı hedefe ulaşmasının önünde çok büyük iki engel var! Birincisi arzulanan hedefin ülkeye maliyeti. Birinci ile bağlantılı olarak ikincisi; bizim Türkmenistan gibi bu yüksek maliyeti karşılayacak rezervlerimizin olmaması.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar