Murat Usta; eşi, iki çocuğu ve anne babasından oluşan ailesini etrafına topladı! "Biz böyle bir yere varamayacağız! Evimiz, arabamız eşyalarımız eskidi. Daha iyi bir yaşamı hak ediyoruz! Atölyemizin geliri ihtiyaçlarımızı karşılamıyor, makineler demode oldu. Varlıklarımızı nakte çevirip, hayatımızı kolaylaştıracak, daha iyi yaşamamızı sağlayacak yatırımlara dönüştürmeliyiz. Evi, arabayı, atölyeyi, elimizdeki herşeyi satıp yeni bir dünya kuracağız kendimize" dedi!..
Gençlerin kulağına çok hoş gelen bu söylem babasından itiraz gördü: "Evlat biz bunları elde etmek için yıllarımızı verdik. Daha iyisine sahip olmak için mücadele etmeliyiz elbette ama herşeyi satarak olmaz bu iş. Bir plan dahilinde adım adım gerçekleştirmeliyiz bu hedefi. Önce atölyeyi yenileyelim, sonra artan gelirimizle gerçekleştiririz diğer hedefleri" demişti!..
"Yok baba, o kadar vaktimiz yok bizim" dedi Murat Usta. Yapmak istediklerini sıralayarak "bir an önce hepsini gerçekleştirmeliyiz. Hepsi bizim için acil ihtiyaç!.. Zaten krediyle, getirisi masrafından çok olan yatırımlara gireceğiz! Cebimizden harcamayacağız bile" diyerek devam etti konuşmasına!..
Anne ve babası ne kadar itiraz etselerde, çocukların ve eşinin desteğiyle "demokratik şekilde" onay almıştı Murat Usta'nın muhteşem gelecek hayali!..
Ev, araba, atölye satıldı! Zor günler için biriktirilen altınlar, bilezikler dahil, kenarda köşede ne varsa kondu ortaya, daha iyi bir gelecek hayali için!..
Toplamda on milyon lira civarı bir para çıkmıştı ortaya!.. Murat Usta, hem kendilerini hem yüklerini taşıyan yedi kişilik emektar arabalarının yerine lüks bir araba alarak başlamıştı işe!.. Hep birlikte sığmıyorlardı arabaya ama eşi ve çocukları çok beğenmişti. Artık hiçbir yere geç kalmayacaktı. Neydi o eski araba öyle, kağnı gibiydi!..
500 bini peşin, 2 milyonu taksitle oldukça uyguna almıştı! İyi pazarlık ediyordu alışveriş işlerinde! İlerde satıp kar edebilirlerdi...
Sonra hemen büyük ve güzel bir ev aldılar.
Onu da 2 milyonu peşin 8 milyonu 48 ay vadeyle, iyi bir pazarlıkla, piyasa fiyatının altına almış, bu işten de kar etmişlerdi! Yaklaşık bir milyona da evin tüm dekorasyon, tadilat ve tefrişat işi halledilmişti!..
"Bu taksitler nasıl ödenecek" diyen babasına "merak etme baba, bana bırak sen, bu işi biliyorum ben" demişti Murat Usta!..
Eski kredi borçlarını hep vaktinde ödediği için, bankalar kredilendirmede hiç zorluk çıkartmıyordu!.. Eski kredinin son taksitini öderken "lazımsa borç verebilirim" diyerek esprisini bile yapmıştı!..
Evin ihtiyaçları yüksek limitli bir kredi kartından, kişisel ihtiyaçlar aile bireylerine dağıtılan ek kartlardan karşılanıyordu!..
Çocuklar ve anneleri kıyafet vb. alışverişlerini gönüllerince döke saça yapıyor, Murat Usta'nın anne ve babası; tutumlu olmak, tasarruflu hareket etmek gerektiğini dile getirdiklerinde; yükselen itibarlarına ayak uyduramadıkları için ayıplanıyor; uyarıları dikkate alınmayan anne babanın elinden, olan biteni eli kolu bağlı izlemekten başka birşey gelmiyordu!..
İkinci araba ihtiyaç haline geldi diyerek, 500 bin liraya, az kullanılmış, ikinci el bir araba daha almışlardı!..
Henüz bir gelirleri olmadığından, bankaya yatırdıkları on milyon liradan yapılıyordu tüm harcamalar ve taksit ödemeleri!..
Babası bir an önce atölyeyi faaliyete geçirmesi için sıkıştırırken, Murat usta çok acele etmiyor "dur hele baba, ona da sıra gelecek" diyerek geçiştiriyordu...
Bu arada Murat Usta, arkadaşının önerisiyle, kısa vadede çok prim yapacağını hesap ederek, iki milyon liraya yatırımlık bir arazi satın aldı! Eğer işler umduğu gibi giderse, atölye işinden vazgeçip, emlak işine de girebilirdi!.. Çevresinde bu işten para kazanan bir dünya insan vardı!..
Bu arada eğitim işi boşlanmış, neredeyse çocuklar sınıfta kalacakken, kayıtları özel okula alınarak mesele çözülmüştü!..
Yıllardır hayalini kurup yapamadıkları yurtdışı gezisini de aradan çıkarmıştı Murat Usta. Yaz tatilinde, eşi ve çocuklarıyla beraber uzun bir Avrupa gezisine çıkmışlardı.
Birde, hem yatırımlık, hem de tatillerini geçirmek için, kelepir fiyata güzel bir ev almışlardı, Ege sahillerinden birisinde.
Tatil dönüşü, yorgunluk atıp dinlenmek için, evde biraz daha vakit geçiren Murat Usta arabayla maddi hasarlı bir kazaya karışmış, arabanın masrafı kaskodan karşılanmış ama arabasının satış değerinin kaza nedeniyle çok düştüğünü öğrendiğinde morali biraz bozulmuştu...
Bu arada evdeki hiçbir hesap çarşıya uymamış, aldığı arazinin beklediği değer artışı gerçekleşmemiş, yaşanan ekonomik kriz nedeniyle emlak piyasası değer kaybetmişti.
Krizler üst üste gelmiş, yatırım olarak düşünülen işler değer kaybetmiş, aynı anda pek çok sorunla başbaşa kalınmıştı!..
Eşinin kullandığı ikinci arabayı satmış ama geciken taksit ödemesine yetmemişti gelen para!.. Krediyi yapılandırıp vadeyi uzatmak istediğinde bankalarda artık kredibilitesinin kalmadığını öğrenmişti! Kendi arabasını satmaya niyetlenmiş ama kaza nedeniyle yaşanan değer kaybı nedeniyle, arabanın satışı için teklif edilen tutar kalan kredi borcunu bile karşılamamıştı! Arsaya da kriz nedeniyle alıcı çıkmıyordu!..
Birikimlerini satıp ortaya koydukları on milyon liranın önemli bir kısmını harcamışlar, üstelik önceden oldukça mütevazi olan giderleri kat be kat artmıştı!..
Yatırım olarak düşündüğü ev, yazlık, araba ve arsanın kazanç sağlamak yerine değer kaybettiği; üstelik krediyle alınanların, değerinden çok daha fazlaya mal olduğu gerçeğiyle acı bir şekilde yüzleşmişti Murat Usta!.. Ve en önemlisi, en başta yapması gereken işi en sona bırakıp, atölyeyi yenilemekte geç kalmış, artık herhangi bir gelirleri olmadığı gibi, atölyeyi yenilemeye kalksa, ne kredi bulabileceğinden emindi ne de kaybettiği müşterilerini geri kazanabileceğinden!..
Nihayetinde iş öyle bir noktaya gelmişti ki, kredi kartları bile bloke olmuş; arabaya benzin, eve ekmek alacak para kalmamıştı neredeyse!..
"Üretmeden tüketir ve elindeki avucundakini bu kadar hesapsızca har vurup harman savurursan başka bir sonuç umamazsın" demişti babası!..
Sorumluluğun üzerine kalmasından rahatsız olan Murat Usta "ben ne yaptıysam bizim için yaptım, ihtiyaç olduğu için yaptım, yine olsa yine yaparım" demişti!.. Ama gelinen durumdan pek hoşnut olmayan, sıkıntıları artık birebir ve fazlasıyla yaşayan eşi "kabul et artık, bu bir hataydı" dedi! Çocuklar bile eskisi kadar emin değillerdi artık, yapılanların doğru olduğudan!
"Nankörler" diyerek kapıyı çarpıp çıktı Murat Usta!..
***
Sürdürülebilir bir ekonomi modeli uygulansa, her geçen gün varlıklarımızı yitirmek yerine, varlıklarımızı çoğaltmaya devam ederdik!..
Şimdi, dışardan bakınca; ışıltılı binalar, köprüler, yollar, havaalanlarımız ama arkasında soğuk, karanlık ve yoksulluğun kol gezdiği bir enkaz var!..
Yorumlar
Yorum Gönder