Birinci turda TRT'nin kapısına dayanıp yayına
çıkarılmamasına isyan eden Sinan Oğan'a, ikinci turda Erdoğan'a desteğini
açıkladıktan sonra TRT kapıları ardına kadar açıldı. Oğan, TRT önünde yaptığı
eylemde "Kanalları Erdoğan'ın babasının malı gibi tepe tepe
kullanıyorsunuz" demişti.
İktidar saflarına katılmadan önce Erdoğan'a
eleştiri bir yana kafiyeli hakaretler sıralayan Devlet Bahçeli ve Süleyman
Soylu, iktidarı yerden yere vuran Numan Kurtulmuş, 28 Şubat'ın cevizkabuğu
Hulki Cevizoğlu, jöleli ekonomist ve diğerleri saf değiştirerek muteber
oldular!..
İktidardan yana tavır alırsanız önünüze her türlü imkan açılır. Maddi olanaklar bundan çok daha ötesi olur.. Fikirler, temel ilke ve prensiplerden bağımsız
olarak, iktidarın imkanlarından vazgeçmemek ya da o imkanlardan istifade etmek
için değişiyorsa orada biraz durup düşünmek gerekir!..
Çözüm süreci Dolmabahçe mutabakatının imzalanma
aşamasında aniden sona ermese, Selahattin Demirtaş hapse girmeyi göze alıp
"seni başkan yaptırmayacağız" çıkışını yapmasa, hapse girmek yerine
bugün iktidarın imkanlarından yararlanıyor olabilirdi...
Zamanın başbakan yardımcısı Yalçın Akdoğan "Öcalan'ı da diri diri oraya gördüler. Bunlar Erdoğan karşıtlığı yapıyor gibi görünüp Öcalan'ı batırmaya çalıştılar." derken ne kastediyordu!?.. Muhtemelen süreç bugün dile getirilmesi imkansız bir yere doğru gidiyordu.
Dolmabahçe mutabakatına giden yolda Başbakan yardımcısı
Bülent Arınç, şu ifadeleri kullanmıştı:
"Artık
sayın Öcalan demek suç olmaktan çıktı. PKK'nın kendine ait bayrağını elinde
taşımak, Öcalan posterini elinde taşımak suç olmaktan çıktı. Hatta 'Türkiye'nin
sistemi böyle olmalıdır, eyaletler, demokratik özerklik...' demek, bunların hiç
biri artık suç değil. Geçmişte bu suçlamalarla cezaevinde yatanların hepsi
çıktı. Düşüncelerini açıklamaktan dolayı ceza alan kim varsa cezalarını
erteledik. Artık bundan dolayı da dava açılmayacak."
Sanki bütün bunlar hiç yaşanmamış gibi, montaj görüntülerle algı yapmak siyaseten kıvrak zeka ile açıklanabilir ama siyasi etik ile uzaktan yakından alakası yoktur.
Muhalefet iktidarda olmadığı için muhalefettir. İktidarda olmayan herkes muhalefette olduğu için aynı şeyi düşünüyor değildir. 6'lı masa'nın üyeleri farklı düşünmelerine rağmen temel ilke ve prebsipler etrafında uzlaşarak bir araya gelmiştir. HDP'nin de muhalefette olması, ortağı olmadığı masa üyeleriyle aynı düşüncede olmasını gerektirmez. İktidarın karşısında olması muhalefetin değil iktidarın sorunudur.
Yapılabilecek bütün hataları yapıp, hataların üstünü populist bir yaklaşımla örtmeye çalışmak, ya bizdensin ya değilsin kolaycılığı, iktidarın işine geliyor olabilir.
Bütün bu olan bitene rağmen, iktidar saflarına katılmak yerine ayrılmak, iktidarın imkanlarını reddedip, vatan haini muamelesi görmek pahasına, ilke ve prensiplere dayalı siyaset yapmak!..
Hangisi kolay, hangisi zor siz karar verin!..
Yorumlar
Yorum Gönder