Gelişmiş ülkelerde kurallara uymayanın, vergi kaçıranın, yolsuzluk yapanın vb. toplum menfaatine aykırı davrananların karşısına sistem bir duvar gibi dikilir!..
Kanunlar kural tanımayanı hizaya getirir, toplumun herbir ferdi çiğnenen hukukun kendi hakkı olduğu bilinciyle hareket eder!.. Bu sayede kurallar işlevsel olur, toplumsal hakların korunduğu bir düzen oluşur! Denetim mekanizmaları sağlıklı şekilde işler, harcamalar titizlikle yapılır. Yöneticiler kendilerine saltanat kuramaz, yaptıklari her harcamanın doğuracağı sonuçların bilinciyle hareket ederler.
Bizde ise devletin malı denizdir!..
Düzen, kuralların etrafından dolanmanın yolunu bulanın kral olduğu düzendir, dolanamayan işbilmez enayidir!..
İhale düzeni tam bir vurgun düzenidir, en büyük vergi istisnalarından en çok vergi vermesi gerekenler yararlanır. Siyasetçi ve işadamlarının kirli çıkar birlikteliğini sağır sultan bile duymuş ama artık herkes bunu kanıksamıştır...
Bu düzen değişmeden ekonomik refah seviyemizi yükseltme şansımız yoktur. Bal tutan parmağını yalar zihniyetinden kurtulamazsak, balı tutan değişse bile düzen devam eder..
Değişim ancak toplumsal desteği arkasına alan bir liderin öncülüğünde mümkün olabilirdi. Bu vaatlerle iktidara gelen bir partinin bizi getirdiği bu noktadan geriye dönüp baktığımda büyük bir hayal kırıklığı, ileriye dönüp baktığımda büyük bir karamsarlık yaşıyorum...
Siyaseti, iktidar ele geçirildiğinde herşeyin kendiliğinden düzeleceği yanılgısı ya da atı alan Üsküdar'ı geçer fırsatçılığından kurtarmamız gerekiyor ama mevcut zihniyetimizle bu pek mümkün görünmüyor!..
Biz hep ayaklarımız yere değdiğinde zıplarız diye düşündük... Dipsiz bir kuyuya daldığımızı hesap edemedik!..
Yorumlar
Yorum Gönder