Kötülük toplumların izin verdiği ölçüde, organize kötülük iktidarların müsade ettiği ölçüde yükselir
Üniversiteden mezun olduğumuz yıl AKP iktidar olmuştu. Hukuk fakültesinden yeni mezun arkadaşım, yanında staj yapacak iyi bir avukat bulmak için günlerce duruşmaları takip etmiş, nihayet bir duruşma çıkışı, gözüne kestirdiği bir avukatın yakasına alacaklı gibi yapışıp "ben senin yanında staj yapacağım" deyivermiş!.. Avukat "sen kimsin, nereden çıktın" diyecek olmuş, bizimki "günlerdir duruşmaları takip ediyorum, bu işi en iyi senden öğrenebilirim, ben senin yanında staj yapmak istiyorum" deyince avukatın da hoşuna gitmiş bu durum!..
Mafya ve çetelerin yoğun faaliyet gösterdiği bir bölgede ikamet eden arkadaşım, sonrasında iyi bir avukat olarak staj yaptığı avukatlık ofisine ortak oldu. Bir gün yanında yetiştiği deneyimli avukatı duruşma salonunda ellerini çenesine dayamış, düşünceli bir halde görünce, "hayrola abi, karadenizde gemilerin mi battı, ne düşünüyorsun kara kara" diye sormus!.. Aldığı cevap: "Bütün hakim ve savcılar değişti, eskiden kime ne vereceğimizi, kiminle işimizi göreceğimizi bilirdik, şimdikilerin hiçbirini tanımıyoruz, yanlarına yaklaştırmıyorlar" olmuş!..
Hep "bu ülkeyi AKP bu hale getirdi" denir ya, AKP''den önceki yıllarda da hukuk ayaklar altına alınmış, rüşvet ve soygun düzeni almış başını yürümüş, mafya ve çetelerin hakim olduğu bir düzen oluşmuş, katiller adam öldürüp ertesi gün adliyeden ellerini kollarını sallayarak çıkabilir hale gelmişti!..
Tam tarihi hatırlamıyorum ama 2005 civarı iktidarın insiyatifiyle tüm hakim ve savcıların yeri değişmiş, kurulu düzen bozulmuş, mahkemelere çeki düzen verilmiş, mafya örgütlerinin tepesine çökülmüş, mafya babaları bile içeriye tıkılmış, işler nisbeten kitabına uygun şekilde yürür hale gelmişti!..
O yıllarda iktidar, bugün tam tersini uyguladığı pekçok reformu hayata geçirmişti!..
Kötülük toplumların izin verdiği ölçüde, organize kötülük iktidarların müsade ettiği ölçüde yükselir!..
O günlerin ardından köprünün altından çok sular aktı. Yıllar sonra muktedir olan iktidar eskiden şikayet ettiği ne varsa hepsini bir bir hayata geçirdi! Mafya babaları yine serbest kaldı, organize suç örgütleri ve çeteler ülkenin dört bir yanında fink atar hale geldi. Suçlular yine adliyeden ellerini kollarını sallayarak çıkıyor, dört bir yandan rüşvet, kara para aklama, gümrükten mal kaçırma, uyuşturucu, kirli çıkar ilişkileri vb. kötü kokular geliyor!..
AKP'nin yirmi iki yılını bütün olarak ele alırsak öncesi ve sonrası arasında değişen bir şey yok aslında! Ama istihareden önce ve istişareden sonra diye ikiye ayırırsak, reformların gerçekleştiği, ekonomik istikrarın sağlandığı, hukuka saygı gösterilen bir dönem ile bütün inisiyatifin tek adama verildiği, liyakat düzeninin bozulduğu, ihalecilerin ve kayırmacılık düzeninin zirveye taşındığı iki dönem olarak ikiye ayırmamız gerekir!..
Lafta ekonomimiz uçuyor, dünya devleti olma yolunda ilerliyoruz ama aslında geçmişe doğru keskin ve travmatik bir dönüş yaptık içten içe çürüyoruz!..
Geldiğimiz noktada geçmişin hatalarının bedelleriyle yüzleşiyoruz ama sorun çözme kabiliyetimiz yok artık!.. Olabilecek tek çözüm yolu olan istişareye dayalı, sorunları ortak bir paydada çözme insiyatifimizi yitirdik.
Kazanan tarafı destekleyen seçmenin, zafer hazzı dışında elde ettiği birşey de yok aslında!..
"Cebinizden 5 kr. çıkmayacak" denilen köprü ve yolların bize maliyeti arşa çıktı!..
"Siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra faizle, şunla bunla nasıl uğraşılır görün"denilerek kazanılan seçim sonrası enflasyon, faiz, şu, bu hepsi birden zirveye çıktı!..
"Libya'ya nasıl girdiysek İsrail'e de gireriz" denilirken İsrail'e her türlü lojistiğin gemilerle Türkiye üzerinden yollanmasına hala göz yumuluyor!..
Mit başkanıyla poz verebilen alçak, bebek katillerini kurtarmak için, savcıyı ölümle tehdit ediyor!.. Umarım sorun sadece istihbarat zafiyetidir, yoksa başımızdaki bela zannettiğimizden çok daha büyük demektir!..
Kendileri saltanat sürerken milletin içine düştüğü sefaletten, yok denecek kadar az vergisi olan ekmeğin vergisini ödemeyen fırıncıları sorumlu tutan bir yüzsüzlükle karşı karşıyayız!.. Fakirin yediği bir ekmek, o da çok geldi gözlerine!..
Bebekleri öldüren çetenin SGK'ya maliyeti gibi, henüz öğrenme şansına sahip olmadığımız bir dünya yolsuzluk olmasa, biz bu krizleri yaşamaz refah içinde yaşardık!..
Geriye test edilecek son bir başarı kaldı! Savunma sanayi!.. Allah test etmek zorunda bırakmasın ama geçmiş başarıları göz önüne alınca o da hikayesi bize pahalıya satılan diğerleri gibi fiyasko olabilir!..
Tank yaptık, helikopter yaptık ama motor bulamadığımız için üretemiyoruz!..
Uçak yapacakmışız ama nedense elimizdeki F16'ları modernize etmek için İsrail'e minnet ediyoruz!..
Belkide güvendiğimiz dağlara çoktan kar yağdı ama biz önümüzü göremediğimiz için hala şu tepeyi aşalım sonrası yokuş aşağı vaatlerine inanıyoruz!..
Bu arada İsrail kapımıza dayanmış!.. Lojistiklerini kesersek içeri giremezler belki!..
Yorumlar
Yorum Gönder